Mary Shelley 2017

Gotik edebiyatı oldum olası severim. Şatolar, karanlık nişler, hayalet hikayeleri, vampirler. Bu yüzden bu konuda yazılanların hepsini okumamış olsam da aşağı yukarı bir fikrim vardır. Gotik deyince ilk aklıma gelen Drakula, Frakenstein, Edgar Allen Poe’nun korkutucu hikayeleridir. Özellikle Drakula ve Frakenstein’ın Lord Byron, Mary Shelley ve kocası ve tabi Bram Stoker ile aynı şatoda geçirdikleri … More Mary Shelley 2017

The Lost Boys (1987)

People are strange is when you’re a stranger Faces look ugly when you’re alone Women seem wicked when you’re unwanted Streets are uneven when you’re down When you’re strange Faces come out of the rain When you’re strange No one remembers your name When you’re strange When you’re strange When you’re strange The Lost Boys … More The Lost Boys (1987)

Vampirler (2) – Buffy the vampire slayer (veya neden Twilight vasat bir kopyadan başka birşey değildir…)

Vampirlerin benim için ne kadar önemli olduğundan sanırım ilk yazımda yeteri kadar bahsetmiştim. Vampirler… (1) Bu sebeple önemli konulara geçebilirim. Buffy The Vampire Slayer Buffy ilk 1992 ‘de film olarak çevrilmiş.1992 filmini sadece o dönemler Beverly Hills dizisinde oynayan Luke Perry’de filmde olduğu için biliyorum. İzlediğimi hayal meyal hatırlıyorum. Aklımda bir etkisi kalmamış. Sonrasında 1997’de efsane … More Vampirler (2) – Buffy the vampire slayer (veya neden Twilight vasat bir kopyadan başka birşey değildir…)

Vampirler… (1)

Aslında bu yazıya Sookie Stackhouse roman serisi ve dizisi ile ilgili farkları, sevdiklerim, sevmediklerim olarak yazmayı planlamıştım. Ama içimden gelen şu ki; başlangıç olarak vampir hikayelerini nasıl sevmeye başladım, günümüze geldiğimizde yeni yazılmış veya çekilmiş medyadan artık neden zevk almadığımı anlatmak istediğimi farkettim. Sanırım Buffy, Angel ama öncelikle Lestat ve Louis den bahsetmeden,  Montague Summers … More Vampirler… (1)