Üç Silahşörler – 3. cilt – Ayrılış

Üçüncü ve ilk romanın son cildine ulaşmış olduk. Bu cilt hem en sevdiğim, hem en sıkıldığım, hem de en hüzünlendiğim bölümlerin olduğu bir cilttir. Üçüncü kitaba ulaştığımızda D’Artagnan’ı La Rochelle’de silahşör arkadaşlarını beklerken kendi birliğinden birkaç kişi ile bir yemek organize etmiş halde buluruz. Sofranın servisini D’Artagnan’ın uşağı Plachet, misafirlerden birinin uşağı ve D’Artagnan’ın kurtarıp … More Üç Silahşörler – 3. cilt – Ayrılış

Üç Silahşörler – Alexander Dumas

Üç Silahşörleri nasıl bilirsiniz? Sanırım buna yaşınıza ve ilgi alanlarınıza göre değişen pek çok yanıt alabilirim. Bir roman serisi olması itibari ile aslında konusu sabit olsa da, çok popüler olduğu için yıllar içerisinde farklı farklı dizi, film, çizgi film hatta bale yorumlamalarına denk gelmişsinizdir. Siyah-beyaz versiyonları, Disney versiyonları, Fransız versiyonları, Amerikan versiyonlar, eğer yeteri kadar … More Üç Silahşörler – Alexander Dumas

Solaris – Stanislaw Lem

Solaris deyince çoğu insanın aklına herhalde Andrei Tarkovski’nin meşhur başyapıtı Solaris filmi gelir. Sinema sanatını çok sevsem de, bu meşhur film ile (ve ilerde bahsedeceğim bazı ayakta alkışlanan sanat filmleri ile) ilgili yorumlarımdan sanat filmlerinden pek anlamadığım çıkartılabilir. Öyle de olabilir. Bazı filmleri çok anlamlı bulmuyorum. Nitekim filmini izlemeden önce okuduğum, bu yüzden de filmlerine … More Solaris – Stanislaw Lem

Vasconcelos – Kayığım Rosinha

İlk öpücüğüm bir ıhlamur ağacının altında olduğundan mıdır nedir, bütün diğer öpücüklerim ıhlamur kokar. Böyle başlayınca sanki bu cümle romandan alıntı gibi gözüktü. Aslında değil. Bu cümleyi orta son’da ki edebiyat öğretmenim söylemişti sınıfta.  Kime aittir hiç bilmiyorum . O kısmı unutmuşum. Ama bu cümle böyle, ilk deneyimden dolayı özel bağ hissettiğim pek çok konuda … More Vasconcelos – Kayığım Rosinha