
Bu aralar nedense bir tutukluk geldi.
Şu konu hakkında yazayım diyorum, elim gitmiyor. Bunu mu yazsam diyorum, kelimeler akmıyor.
Eski yarım kalmış yazılarıma döneyim diyorum, aklıma ekleyecek bir şey gelmiyor.
Halbuki son zamanlarda da epey kitap okuyup, dizi izledim.
Belki de fazla geldi.
Gazeteden bir yazı kesmiştim zamanında. Kızılderililer çok hızlı at sürüp bir yere gittikleri zaman arada bir gün durup beklerlermiş. Ruhumuz geride kaldı, bize yetişsin, gibi bir cümleydi.
Belki de okuyup, izlediklerimi sindirmem gereken bir süre gerekiyordur. (umarım)
Hayat bazen çok telaşlı geçmiyor mu?
İnsanlar sanki sürekli bir yerlere yetişmeli (bir sonraki metronun gelmesine 2 dk varmış kaçırmayalım), bir şeyler satınalmalı (aman indirim varmış kaçırmayalım), markette kasa sırasında 3 kişi varmış (hemen elinde az paket olanların arkasına sıkışmalıyım)… meli, malı, meli, malı.
Öte yandan bazen kendini sıkıştırmayınca da bir ilerleme olmuyor. Tembel bir kedi gibi minderin aynı yerine yatıp kalıyoruz.
Bilemedim.
Herhalde ikisi arasında bir denge gerekiyor.
© Site içerisinde yazıların tüm hakkı saklıdır.