Bazı filmler ve diziler vardır. İzlediğiniz zaman karakterleri daha yakından tanımak istersiniz. Bir romantik ilişki varsa hikayede, geçmişini, karakterleri oldukları hale getiren şeylerin ne olduğunu bilmek, varsa, romanını okumak, dizi ise filmini, film ise dizisini izlemek istersiniz.
2014 yapımı Jamaica Inn dizisi işte bende bu hisleri uyandırdı. En azından son bölümüne kadar.
Hikaye, Mary Yellan isimli genç kahramanımızın annesi ölüp kimsesiz kalınca, teyzesinin yanında kalmak için seyahat etmesiyle başlıyor. Daha ilk baştan, bildiği kasabada kalıp, kendisini çocukluktan beri tanıdığı ve ona aşık olduğunu bildiği çiftçi adamla sırf kendisi ona aşık olmadığı için evlenmeyi kabul etmemesi, ve hiç bilmediği bir yere tek başına yola koyulmasından, bağımsız, başına buyruk bir karakter olduğunu anlıyoruz. Yolda, “Jamaica Inn mı, orası hiç tekin bir yer değil” diyenlere aldırmaz ve ne olursa olsun, hedefine varır.
Yolda ne hayal ettiğini bilemiyoruz, ama vardığı yer, kesinlikle beklentilerinin altında olduğu yüzünden belli olur. Eniştesi daha da tuhaftır. Tanıştıkları andan itibaren aralarında tuhaf bir cinsel gerilim vardır. Bize hissettirilen, eniştenin yeğeni sahipleniş tarzı pek ahlaklı değildir. Kardeşi Jem’e, benim yeni süsümle tanıştın mı?.. Benim! “ tarzında ifadeleri, her nekadar bir hamle yapmasada, insanı diken üstünde tutar.
Teyze ise kendisine acımak ile acımamak arasında bırakmakta. En sonda da değineceğim gibi, aslında teyzenin bahtı, hayatı, bir yerde Mary Yellan’ın kaderini de çiziyor hikayede.
Aya ulumak denen, gemileri fenerlerle sahte işaret vererek, kayalıklara sürüklemek, ve karaya vuran gemileri yağmalayı, ilk bir çocuk kitabında duymuştum. O zamanda ürkütücü gelen olay, aslında gemiden kurtulmayan çalışan kazazedelerin kıyıya çıkamadan, şahit bırakmamak için öldürülmesini de kapsadığını bilmiyordum. Sanırım bunu o çocuk kitabında bahsetmemeleri isabetli olmuş. Oldukça vahşiceydi. Ama dönemin İngiltere koşullarını açıkça gösteriyordu.
Hikaye bu yağmaları, her nekadar yağmanın başı enişte Josh olsa da ,aslında arka plandaki esas kötünün kimliğinin gizeminin çözülmesi şeklinde ilerliyor.
Hikayenin ilişkiler kısmına gelirsek, Mary ile Josh’ un arasındaki gerilim, Mary ile Jem arasındaki çekim, Mary ile kasabanın rahibi arasındaki hayranlık ilişkisi, Mary ve teyzesine duyduğu bağlılık şeklinde, farklı farklı ilişkiler söz konusu. Dizide bunlara, ufak tefek imalar, açık ifadeler şeklinde değinilse de, işte bende en çok merak uyandıran kısımlar bunlar oldu.
Mary’nin başı dik, kendi işini kendi halleder, başına buyruk bir karakter olması mı bütün bu adamları etkiledi, yoksa, fazla kadın görmeyen bu adamlar ilk karşılaştıkları genç kızda ağızlarının suyu aktı, tam anlaşılmıyor.
Jem karakteri dizide bir serseri olarak çizilmiş. Ama abisini satmaktansa, asılmayı da göze alan bir onuru var. Mary’i kurtarmak için kötü adamın peşine korkusuzca da düşüyor. Bir yandan seviyorsunuz karakteri ama öte yandan, bir erkek olarak güvenilirliğini 6 – 7 tane karısı olduğu gibi ifade ile, bir ev geçindirme becerisi sorgusunu ise at hırsızlığı işi ile kendi kendini baltalıyor.
Hikayenin sonunda tüm kötü olaylar neticelenmesinin ardından, çocukluk arkadaşı ve ailesinin yanında taşınabilecek Mary Yallen ise, Jem’i seçerek, yine karakterini ortaya döküyor. Burada merak ettiğim ise, Jem’in abisi Josh ile ne kadar benzer, ne kadar farklı olduğu. Dizide Josh’un geçmişine çok girilmiyor. İşlediği suçlar için yaşadığı pişmanlıkları anlatırken, ufak bilgiler alıyoruz, ama aslında şimdiki hale bir kerede gelmediği ve yavaş yavaş büyük belalı işlere girdiğini anlıyoruz. Muhtemelen teyzeside sevdiği adamın, dönüştüğü haline üzülmesine karşın, artık terkedemeyecek noktaya gelmesinden ötürü onun kaderini paylaştı. Belki romanda, Josh’un geçmişi ile ilgili daha fazla detay varsa, Mary ile Jem, yeni bir Patience ve Josh olacak mı, yoksa farklı bir hikayeleri olacak, Daphne du Maurier’in 1936 tarihli aynı adlı romanından bizzat okuyup öğrenmeyi ümit ediyorum.
© Site içerisinde yazıların tüm hakkı saklıdır.
‘Jamaica Inn Mini Dizi (2014)’ için 2 yanıt